Hızlı teslimat sektörü, Türkiye’de büyük bir ivme kazanmış olsa da, birçok marka bu rekabetçi alanda kalıcı olmayı başaramadı. Bu başarısızlığın en büyük nedenlerinden biri yanlış marka isimlendirme stratejileridir. Marka ismi, bir şirketin pazardaki kimliğini belirler, tüketici algısını yönlendirir ve markanın rekabet avantajını doğrudan etkiler. Bu nedenle, bir marka ismi yalnızca yaratıcı veya hoş bir kelime seçimi değil, aynı zamanda stratejik bir karar olmalıdır.
Yanlış Marka İsimlendirme Stratejileri ve Sonuçları
Türkiye’deki hızlı teslimat sektörüne baktığımızda, birçok markanın deneyimsel isimlendirme (Experiential Naming) stratejisini benimsediğini görüyoruz. Örneğin:
- Yemeksepeti Banabi
- Trendyol Go
- Migros Hemen
- A101 Kapıda
Bu isimlerin ortak noktası, doğrudan hizmetin hızını ve doğasını anlatmalarıdır. Ancak bu strateji, pazarda farklılaşmayı sağlayacak bir marka kimliği oluşturmayı başaramadı. Bunun temel nedenleri şunlardır:
- Markalar Birbirine Benzedi
Yukarıdaki isimler birbirine oldukça benziyor. “Hemen”, “Go”, “Kapıda” gibi kelimeler, tüketicinin zihninde ayırt edici bir marka algısı oluşturmak yerine, tüm bu hizmetleri genel bir kategori olarak algılamasına neden oldu. Pazara sonradan giren markalar, akılda kalıcı ve farklılaşan bir kimlik oluşturamadıkları için pazar lideri olan Getir’e hizmet etti. - Tüketicinin Zihninde Rakibe Hizmet Etme
Marka isimlendirme konusunda en büyük hatalardan biri, ana rakiple aynı türde bir isim kullanmaktır. Getir, pazara ilk giren ve güçlü bir konumlandırma yapan bir marka olarak, “hızlı teslimat” denildiğinde tüketicilerin aklına ilk gelen isim oldu. Yeni markalar, Getir’e benzer deneyimsel isimler kullandıklarında, tüketiciler bu hizmetleri Getir’in bir alt markası olarak algılayarak doğrudan Getir’i tercih etme eğiliminde oldu. - Zihin Payı Yaratamama
Başarılı marka isimleri, tüketicinin zihninde anlamlı bir çağrışım yapmalı ve unutulmaz olmalıdır. Örneğin, Nutella kendi kategorisini yaratırken, sonu “-rella” ile biten birçok marka Nutella’nın gölgesinde kaldı ve zamanla kayboldu. Aynı şekilde, “Banabi”, “Hemen”, “Go” gibi isimler de yeterince farklılaşamadıkları için tüketici zihninde güçlü bir yer edinmeyi başaramadı.
Türkiye’de hızlı teslimat markalarının başarısız olmasının en büyük sebeplerinden biri, marka isimlendirme stratejilerinde yapılan hatalardır. Rakiplere benzeyen, kategoriye hapsolmuş ve tüketici zihninde güçlü bir çağrışım yaratamayan isimler, pazarda uzun vadeli başarı elde edemez.
Marka isimlendirme, sadece yaratıcı bir kelime bulma süreci değil, stratejik bir hamledir. Doğru bir isim, markayı pazarda lider yaparken, yanlış bir isim markayı görünmez hale getirebilir. Bu nedenle, markanın uzun vadeli başarısını garanti altına almak için isimlendirme süreci titizlikle yönetilmelidir.